Ortadoğu’da kazananlar aslında kaybedenler mi?
- Kemal İnat
- 27 Haz 2015
- 1 dakikada okunur
Suriye ve Irak ile ilgili altı çizilmesi gereken nokta: taşların henüz yerine oturmadığı, bugünkü konjonktüre bakarak kendisini kazananlar arasında görerek sevinen tarafların yarın taşlar yerine oturduğunda kendisini kaybeden tarafta görmesi ihtimalinin yüksek olduğu gerçeğidir.
Uzun zamandan beri ciddi bir şiddet dalgası ve istikrarsızlık içerisine sürüklenmiş olan Ortadoğu’da yeni aktörlerle birlikte yeni devletler ve sınırlar konuşulur oldu. Bölge siyasetinin şekillenmesinde etkili olan geleneksel küresel ve bölgesel aktörlerin yanında, IŞİD, PYD, Ensarullah, Fetih Ordusu, Haşdi Şabi, AYEK ve Ensar Beyt el-Makdis gibi silahlı aktörler ortaya çıktı ve Ortadoğu’da Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş olan devletler düzenini sorgulayan eylemler yapmaya başladılar. Özellikle Suriye ve Irak’ta yaşanan iç savaşlar bu ülkelerdeki klasik devlet düzenlerini bir daha geri dönülemeyecek şekilde alt üst etmiş, henüz sınırlarda bir değişiklik olmasa da, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) örneğinde olduğu gibi, bu ülkelerin sınırları içerisinde fiili devletler ortaya çıkmıştır. Bu konuda altı önemle çizilmesi gerekli konulardan biri, her iki ülkede de taşların henüz yerine oturmadığı, bugünkü konjonktüre bakarak kendisini kazananlar arasında görerek sevinen tarafların yarın taşlar yerine oturduğunda kendisini kaybeden tarafta görmesi ihtimalinin yüksek olduğu gerçeğidir.
Devamını okuyun...