Mısır’daki darbe 1000 yıl sürer mi?
- Kemal İnat
- 20 Tem 2013
- 2 dakikada okunur
Avrupa Birliği benzeri bir işbirliği ve barış alanının Ortadoğu’da oluşturulması şimdilik çok zor. Ama bölge ülkelerinin kendi çıkarlarını bölge dışı güçlerle kurdukları ittifaklar üzerinden değil de, bölgedeki komşuları ile işbirliği üzerinden yeniden tanımlamalarının zamanı geldi.
Her darbenin başarısı, onun yapılış biçiminden çok gerçekleşmesi sonrasında ne kadar kalıcı olacağıyla ölçülür. Bu yüzden, darbecilere yönelik uluslararası destek veya tolerans çok önemlidir. Uluslararası camiayı karşısına alan darbeciler başarılı olamazlar. Bu nedenle, uluslararası sistemin etkin güçlerinin karşı çıkacağını bile bile darbeye kalkışmaya kimse cesaret edemez. Demokratik değerlerini en önemli özelliği olarak tanımlayan ve bu değerlerini dünyaya yaymak için zaman zaman müdahaleci politikalar bile izleyen Batılı ülkelerin, bütün bu değerlerine ihanet eder bir şekilde Mısır’daki darbeye karşı çıkmamalarını bu tespitler doğrultusunda analiz ettiğimizde net bir şekilde şu sonuca varmaktayız: Mısır’daki darbeciler, ABD başta olmak üzere demokratik (!) Batılı ülkelerin büyük çoğunluğunun, yapacakları darbeyi destekleyeceklerini biliyorlardı. Böyle bir destek olmadan darbe yapmalarının kendileri açısından çok büyük riskler taşıyacağını, başarısız olmaları durumunda ülkedeki imtiyazlı konumlarını tamamen yitireceklerini çok iyi bilecek durumdalar.
Batılı ülkelerin demokratik (!) yönetimleri, daha önce 1991 yılında Cezayir’de, 1997’de 28 Şubat sürecinde Türkiye’de ve 2006’da Filistin’de gösterdikleri demokrasi karşıtı tavırlarını 2013 yılında Mısır’da da kararlı bir şekilde sürdürerek nasıl çarpık bir demokrasi algısına sahip olduklarını bir kez daha ispatlamış oldular. Mısır’da kısa bir süre tahammül edilen demokrasinin katledilmesinin maliyeti ise, Ortadoğu’daki daha önceki demokratikleştirme ve özgürleştirme (!) girişimlerinde olduğu gibi (1. ve 2. Körfez Savaşları) yine Körfez’deki Arap devletlerine yıkıldı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’e, darbenin başarılı olması için gerekli olan mali yükü taşıma görevi verildi. Bu ülkelerin darbecilere 12 milyar dolar vermeyi taahhüt ettiklerini açıklamaları ve ardından Mısır’daki yeni yönetimin, bu yardımı almaları durumunda IMF’den gelecek desteğe bile yakın vadede ihtiyaç duymadıklarını duyurmasıyla anlaşıldı ki; Mısır ölçeğindeki bir ülkede darbe yapmanın maliyeti 12 milyar dolarmış.
Devamını okuyun...