Küresel Çatışma Riskleri Artarken Türkiye’nin Hazırlık Düzeyi
- Kemal İnat
- 1 Tem 2024
- 1 dakikada okunur
Uluslararası siyasal sistemin bu kadar baskı altına alındığı, uluslararası hukukun yok sayıldığı ve güç politikasının çok daha fazla öne çıktığı bir dönemde Türkiye’nin konumuna bakıldığında, Türkiye’nin sertleşen küresel rekabete hazırlığı konusunda hem pozitif hem de negatif tespitler yapılması mümkündür.
Gazze soykırımı, Ukrayna savaşı, Doğu Asya’da artan Batı-Çin gerginliği, Afrika’da Sahra hattında yaşanan darbelerin gün yüzüne çıkardığı Batı-Rusya rekabeti, Ortadoğu’da savaşın Lübnan üzerinden İran’a yayılması riski ve dünyanın birçok bölgesinde radikal sağın güçlenmesi geniş ölçekli savaşların yaşanabileceğine dair endişeleri artırıyor. Bazıları bir “üçüncü dünya savaşı” riskinden bahsederken bazıları ise uluslararası hukukun artık tamamen anlamını yitirdiği eski açık güç politikası dönemlerine dönüleceği endişesini dile getiriyor.
Dünya tarihi kuşkusuz barıştan çok savaşların ağır bastığı bir görünüme sahiptir. O yüzden günümüzde “dünyamızı çok daha kötü günlerin beklediği” yönündeki endişeler, yalnızca bugüne mahsus spekülasyonlar değil şüphesiz. Geçmişte de bu tür endişeler söz konusu oldu ve bunların bir kısmı uzun ve yıkıcı savaşlar şeklinde gerçeğe dönüştü. Bugün dünyanın daha büyük savaşlara ve istikrarsızlığa sürüklenebileceğine dair endişelerin temelinde üç önemli gelişmenin olduğu söylenebilir.
Devamını Okuyun...